Astım

0

Astım doğrudan ya da dolaylı uyaranlara karşı gelişen hava yolu aşırı duyarlılığı ile ilişkili kronik hava yolu inflamasyonu ile karakterize heterojen bir hastalıktır. Hırıltı, nefes darlığı, göğüste sıkışma ve/veya öksürük gibi solunum semptomları ve ekspiratuar hava akımı kısıtlılığı ile birlikte tanımlanır [1]. Semptomlarla birlikte hava akımı kısıtlılığı ve yoğunluğu da karakteristik olarak zaman içinde değişkenlik gösterir. Bu varyasyonlar

  • Allerjenler (polen, kedi…)
  • İnfeksiyonlar (örn. viral solunum yolu…)
  • Egzersiz (özellikle soğuk havada ağır egzersizler)
  • Hava kirliliği (dış ve ev içi)
  • Gıda katkı maddeleri
  • İlaçlar (aspirin, beta bloker içeren ilaçlar…)
  • Gastroözefagealreflü (sonuç da olabilir)
  • Psikoloji (stres, korku, kızgınlık…)
  • Mesleksel maruziyet (kuaför, fırıncı…)
  • Sigara dumanı

Klinik pratikte; astım atakları yavaş kötüleşen ataklardan, aniden gelişen ataklara kadar değişkenlik göstermektedir. Ani ortaya çıkan ataklardan çoğunlukla viralenfeksiyonlar veya allerjenler sorumlu iken, yavaş gelişen ataklarda öncelikle antiinflamatuvar tedavinin yetersizliği sorumlu tutulmaktadır. Dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmektedir(1).

Astımın genetik bir hastalık olduğuna dair yeterince veri bulunmaktadır. Anne babadan birinin astımlı olması durumunda çocukta astım görülme riski %20-30’a yükselmekte, anne ve babanın her ikisinin de astımlı olması durumunda bu risk %60-70’e ulaşmaktadır(2).

Atağın şiddeti; ilk görüldüğü andaki fizik inceleme ve laboratuvar bulgularına göre verilen tabloda kriterler doğrultusunda hafif, orta, ağır ve yaşamı tehdit eden ataklar olmak üzere dört grupta değerlendirilmektedir.

Tedavi:

*Hastalar, ağır atak sırasında hastane koşullarında tedavi edilmelidir. Ağır astım atağı ile hastaneye kabul edilen hastada atağın ciddiyeti hızla değerlendirilmeli ve tedaviye başlamada gecikilmemelidir. Bu amaçla hızla ve kısa bir anamnez alınmalıdır. Hastanın bilinç durumunu, konuşma yeteneğini, atağın başlama biçimini, almakta veya almış olduğu ilaçları ve hastanın yüksek risk faktörlerini saptayacak kısa bir öykü çok önemlidir.

*Oturur durumda olan ve yatamayacak kadar genel durumu bozuk hasta ağır astım atağını düşündürür. Yardımcı solunum kaslarının kullanımı, solunum sayısı ve nabız artışı, pulsus paradoksus, siyanoz varlığı ve konuşma güçlüğü de ilk anda dikkatle değerlendirilmelidir.

*Akciğer filminin ataktaki hastaların değerlendirilmesinde öncelikli yeri yoktur. Ancak pnömotoraks veya pnömoni kuşkusu olan ve özellikle de tedaviden sonraki 6-12 saatlik dönemde herhangi bir düzelme gözlenmeyen hastalarda akciğer filmi mutlaka çekilmelidir (1,3).

* Sistemik steroid veya diüretik tedavi alan olgularda ve yüksek doz β2-agonist alanlarda hipopotasemi görülebileceğinden, dikkatli olunmalıdır.

Oksijen: SaO2 >%90 olacak şekilde, nabız oksimetri kontrolünde nazal kanül veya maske ile (1-3 L/dakika) uygulanmalıdır.

Hızlı etkili β2-agonistler: Atak tedavisinde ilk seçilecek ilaçlardır. Etkileri hızlı başlar. Bu ilaçlar 4-6 saat ara ile düzenli verilmelidir.

Antikolinerjikler: Tedaviye ipratropium eklenmesi, bronkodilatör yanıtta artış sağlar.

Sistemik steroidler: Sistemik steroidler atak düzelmesini belirgin hızlandırmaktadırlar, bu nedenle hafif atak dışındaki tüm astım ataklarında verilmelidirler (1). Etki mekanizmasından kaynaklanan zaman kaybı nedeniyle steroidler olabildiğince erken verilmelidir.

Magnezyum sülfat: Etkisi düz kaslarda kalsiyum kanallarını bloke ederek kas kasılmasını engelleme ve var olan spazmı çözme şeklindedir. Acil servise başvuran ataktaki hastalar için rutin kullanımda önerilmemektedir. 2 gr. magnezyum 50 ml %0,9’luk salin solüsyonu içinde, 30 dakikadan uzun sürede infüzyon şeklinde kullanılmaktadır(3).

Diğer tedaviler: Ataklarda, bakteriyel enfeksiyonu düşündüren ateş, pürülan balgam, pnömoni veya sinüzit varlığı gösterilmedikçe antibiyotikler rutin olarak verilmez. İnhaler mukolitik ilaçların atakta etkinliği gösterilememiştir.

Taburculuk kriterleri

Atak sonrası acil servisten veya hastaneden taburculuk için kesin kriterler yoktur. Ancak hastaların hastaneden ayrılmadan önceki 24 saat boyunca evde kullanacakları tedavi ile yakınmalarının kontrol altında olduğundan emin olunmalıdır.

  • Kısa etkili β2 agonistlere 3-4 saatten daha kısa aralıklarla gereksinim olmaması,
  • SaO2 > %90 olması (oda havasında),
  • Hastanın rahatça yürür durumda olması,
  • Gece ya da sabaha karşı nefes darlığı ile uyanmıyor olması,
  • Fizik incelemenin normal ya da normale yakın olması,
  • Takipne ve dispne varlığının olmaması ya da azalması
  • İlk muayene belirtilerinin iyileşmiş veya gerilemiş olması
  • PEF veya FEV1 değerinin %70’in üzerinde olması (kısa etkili β2 agonistten sonra),
  • İnhalerleri düzgün durumda kullanıyor olması, hastanın taburcu olabileceğinin göstergeleridir.

KAYNAKLAR

  1. Global InitiativeforAsthma (GINA). Global strategyforasthma Management andprevention (Update 2018). Avaliablefrom: http://www.ginasthma.org/local/uploads/files/GINA_Report_2018.pdf.
  2. TurkishThoracicSocietyAsthma Management andTreatmentGuideline 2016. Avaliablefrom: https://www.toraks.org.tr/book.aspx?list=2212&menu=288
  3. Aldington S, Beasley R. Asthma exacerbations -5: Assesment and management of severe asthma in adults in hospital. Thorax 2007; 62:447-58.

YORUM YOK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

X
Subject:
Message:
Exit mobile version
Share with friends